the house

address the house

söz almak Verb

at sb's back rear of the house

evin arkası Noun

at the rear of the house

evin arkasında

attend the house

parlamento oturumuna katılmak Verb

be confined to the house

evde hapis kalmak Verb

be confined to the house

evden çıkmamak Verb

bring down the house

tavan yıkılırcasına alkışlamak Verb

committee on rules in the house

(Br) içtüzük kurulu

count out the house

(Br) nisabı tespit etmek Verb

count the house

mevcutların sayısını saptamak Verb

cross the floor of the house

karşı partiye geçmek Verb

cross the floor of the house

(Br) muhalefet partisine geçmek Verb

divide the house

(parlamento , Br) isim çağrılarak oylama yapmak Verb

do odd jobs about the house

evde ufak tefek işler yapmak Verb

dress the house

evi süslemek Verb

enter the house

(Br) parlamento üyesi olmak Verb

front of the house

lokanta ve öteki tesislerin ön yüzü

front of the house

normal koşullarda müşterilerinin doğrudan karşılaştığı otel

front of the house

motel

have a drink on the house

müessese hesabına bir içki içmek Verb

have a good store of provisions in the house

evde yeterli erzak bulundurmak Verb

have great sway in the house

Parlamentoda büyük nüfuzu olmak Verb

hold the floor of the house

(US) toplantının kapanış konuşmasını yapmak Verb

keep the house

evden dışarı çıkmamak Verb

keep to the house

dışarı çıkmamak Verb

lady of the house

ev sahibesi, ev kadını Noun

lay before the house

kanun önergesini sunmak Verb

lay complete information before the house

parlamentoya bütün bilgileri sunmak Verb

lead the house

Avam Kamarası başkanı olmak Verb

leave the house

dışarı çıkmak Verb

make oneself heard in every part of the house

tiyatro salonunun her köşesinden duyulmak Verb

master of the house

evin beyi

not a pennyworth of food in the house

evde yiyecek kırıntı olmamak Verb

on the house

bedava, (ev/müessese/ticarethane sahibinden) ikram (olarak).
After visiting the candy factory, we

order someone out of the house

birini evden kovmak Verb

perch someone at the top of the house

birini en üst katta konuk etmek Verb

privilege of the house

parlamento dokunulmazlığı

rattle a bill through the house

parlamentodan bir kanun tasarısını yıldırım hızıyla çıkarmak Verb

rear of the house

evin arkası Noun

rules of the house

ev düzeni

rush a bill through the house

bir kanun tasarısını meclisten acele geçirmek Verb

show someone round the house

birine evi gezdirmek Verb

shut up the house

evi kapamak Verb

stay in the house

evde kalmak Verb

tour of the house

evi gezme

turn someone out of the house

birini evden kovmak Verb

warn a tenant out of the house

bir kiracıya evi boşaltması için ihtar vermek Verb

within the house

evde

woman of the house

ev hanımı (
lady of the house ile ayni anlama gelir.)

the house abutted onto the police station

evle karakol yan yana idi

the house facing the east

doğuya bakmak an ev

the house has a southerly aspect

ev güneye bakmak yor

the house is set on a hill

ev bir tepeye kurulmuş

the house of commons

Avam Kamarası

the house of parliament

(Br) Avam ve Lordlar Kamarası'ndan oluşan parlamento binası Noun

the house owners

emlak sahibi

the house property

ev olarak mülk

be appointed to the leadership of the house of commons

Avam Kamarası başkanlığına atanmak Verb

be confined to the house by illness

hastalık yüzünden eve kapanıp kalmak Verb

bring the house down

evin altını üstüne getirmek Verb

bring the house down

bir gösteride büyük alkış almak ya da herkesi güldürmek Verb

clerk of the house of commons

Avam Kamarası kalem müdürü

leader of the house of commons

(Br) Avam Kamarası Başkanı

obstruct the progress of a bill through the house of

Commons bir önergenin Avam Kamarası'ndan geçmesini engellemek Verb

propose to divide the house on a question

bir soru hakkında oylama teklif etmek Verb

put before the house for consideration

tetkik için parlamentoya sunmak Verb

run of the house rate

bir otel ya da motelin boş odalarının bir gruba tek fiyatla kiralanması

a House in the British parliament

kamara

a house on the front

deniz kenarında bir ev

appraiser at the customs house

istimator

committee of the whole house

üyelerinin tümü Lordlar veya Avam Kamarası'ndan oluşan kurul (bütün idare hukukunu ilgilendiren kanun tasarılarını gözden geçirir

cross the floor of house

karşı partiye geçmek Verb

custom house on the frontier

sınır gümrüğü

estimate the cost of a new house

yeni bir evin maliyetini tahmin etmek Verb

estimate the costs of a new house

yeni bir evin maliyetini tahmin etmek Verb

goods stopped at the custom house

gümrükte alıkonulan mallar Noun

have the entree of a house

bir eve girmek Verb

have the run of a house

bir evin idaresini üstlenmek Verb

house on the border

sınır evi

lend up to 100 percent of the valuation of a house

bir evin takdir edilen değerinin yüzde yüzüne kadar ödünç para vermek Verb

member of the House of Commons

avam kamarası üyesi

negotiate for the purchase of a house

bir evin alımı için pazarlık etmek Verb

rent a house from the tenant

bir evi kiracıdan devren kiralamak Verb

send up a bill to the upper house

(Br) Lordlar Kamarası'na önerge sunmak Verb

set back a house from the street

bir evi caddenin gerisine çekmek Verb

set the price of a house

bir evin satış fiyatını tespit etmek Verb

the asking price of this house is too high

bu ev için istenilen fiyat çok yüksek

the ins and outs of a house

bir evin kıyısı köşesi

the part of a house reserved for women and girls

haremlik

the part of a large Muslim house reserved for the men

selamlık

the road runs past our house as time goes (by

yol önümüzden geçmek yor zaman geçtikçe

the speaker of the House of Commons

avam kamarası başkanı

to apply to the union house

(Br) yoksullar evine kabul için müracaat

trace out the plan of a house

bir evin planlarını çizmek Verb

trace out the plan of a house

bir evin planıni çizmek Verb

trace out the plan of a house

bir evin planını çizmek Verb

turn the whole house upside down

evin altını üstüne getirmek Verb

walk someone over to the neighbo u r s'house

birini komşunun kapısına kadar geçirmek Verb